Mary Galadus Korsan
Hobiler : Gereksiz karmaşa yaratmak. Ruh Hali : Karmaşık.
| Konu: güneş doğu'dan yükselir. Cuma Haz. 28, 2019 9:03 pm | |
| Sumer is icumen in, Lhude sing cuccu! Groweþ sed and bloweþ med And springþ þe wde nu, Sing cuccu! Mary & Min | |
|
Mary Galadus Korsan
Hobiler : Gereksiz karmaşa yaratmak. Ruh Hali : Karmaşık.
| Konu: Geri: güneş doğu'dan yükselir. Cuma Haz. 28, 2019 9:30 pm | |
| Bir düşmana saldırmak için iki zaman vardır derdi babası. Güneşin en tepede olduğu an ve gecenin en derin saatleri. Gündüzün ışığını farklı amaçlarla değerlendiren Mary ise bu tavsiyenin ikinci kısmını benimsemiş, uykuyu bir düşmanın en savunmasız hali olarak görmeyi tercih etmişti. İnsan ya açken ya da rüyaların kollarındayken bırakırdı elindeki ipleri, birilerine uzatabilirdi bunları veya yastığının aklına saklar, bulunmamasını umut ederdi. Genç kadın bulmuştu zira o hayatı boyunca tutmuştu ipleri, elleri kanayana, artık bileklerinde güç kalmayana dek tutmuştu hem de. Hala tutuyordu. Gençliği intikamın pençesine düşmüşken bilgeliği getiren diğer tarafı dengeliyordu öfkesini. Ara sıra uğradığı ufak evinde annesi öğütlerdi hep: Yenilme öfkene. Ve deniyordu kadın, her gün biraz daha zorlanarak anlamaya çalışıyordu doğasını insanın. Kitaplarda veya onların ardında. Denenebilecek her şeyi deniyor, gözlerini kısıp uzağa baktığında seçeneklerin önünde belirmesini diliyordu. İşte bugün beliren seçenek karşısındaydı, denizin ortasında gördüğü geminin kime ait olduğunu biliyor, bunun büyük ve belki yıkımla sonuçlanacak bir plan olduğunu fark etse dahi kaderin rotasını anlamadan edemiyordu. Bir pusula vardı elinde diğerlerinden ayrı, o her zaman Doğu’yu gösterir, Mary de Doğu’da ne varsa onu alırdı. Min’in gemisiydi bugün okun göstermeyi seçtiği. O da bekledi geceyi, yanaştı gemisi ve mürettebatın yardımıyla bağladı gerçekte gözüken ipi onunkine. Biraz daha aşağıda duran halatla birlikte sessiz, yavaş ve acelesiz… Dolunayın parladığı su gibilerdi şimdi, varlıklarını belli etmemeye çalışırken muhtemelen birkaç dakika sonra uyananlarla birlikte karmaşa kendini açığa çıkaracak, böylece farklılaşacaklardı sudan. Ateşe dönüşeceklerdi o zaman, alabildiklerini alıp gitme üstüne kurulu, ufak bir plan. En az zararla eve dönüş. Dostlarına gitmelerini söylerken kendisinin ise en tehlikeli alanlarda bir nevi yüzdüğünü biliyordu. Küçük kılıcı belinde sallanırken bulmak istediği kişi belliydi: Kaptanın kendisi. Adından emindi, kim olduğundan ve ne yaptığından da. Denizlerde bilgiler, ironik olarak karadan daha hızlı yayılıyor veya Mary, öğrenmenin hep tuhaf yollarını buluyordu. İçeri yavaşça süzüldü. Uyanacaksa da oyalaması gerekiyordu. Bir kaptan yoksa, gemi de yok demekti, böylece onu olabildiğince burada tutabilirdi. Gerçi asıl amacı eşyalarını ceplemek ve hızlıca kaçmaktı zira büyük intikam daha sonraya bırakılmıştı. Güçlü olmadığı anları bilmeden saldıranlardan değildi o, toyluk ruhunun zırhına geçmeden önce aşıp gitmişti benliğini, büyümek için çok kısa bir zamanı olmuştu. Çocukluk, onun kavramını bilemeden yitip gitmişken kendini hırs uğruna öldürtmek istemezdi. Lakin ölecekse de bunun güçlü bir düşmanın kılıcının altında olmasını isterdi. Bazıları kabullenemezdi yenilgiyi ama en iyi yenilgi zaferin bir adım arkasında kalandı Mary için. Kapının arkasına saklandı, uykusunun hafif olduğunu tahmin ederken adımları dikkatliydi. Acaba uyandığında odaya yanlışlıkla dalmış bir kuş taklidi yapabilir miydi? Neredeyse denizin altındaki bir kuş?
| |
|